Kanser taramaları erken tanının en önemli parçasıdır. Ancak 2019 yılı ile birlikte hayatımıza giren Covid-19 Pandemisi, diğer birçok şey gibi kanser taramalarının da düzenli yapılmasını olumsuz etkiledi. İnsanlar virüs korkusu nedeniyle sağlık taramalarını ertelemeye başladı.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Onkoloji bölümünden Doç. Dr. Hamza Uğur Bozbey ‘Pandemi sürecinde azalan kanser taramaları’ hakkında bilgiler verdi. Uzm. Dr. Hamza Uğur Bozbey ‘ülkemizde kanser tarama oranlarının 80 azaldığının altını çizerek, tedaviyi yarıda bırakma oranının ise iki kat arttığını ifade etti.
Kanser taramaları kanserde erken tanı imkanı sağlıyor.
Taramalar sayesinde kanserin erken döneminde yakalanması uygulanan tedavileri (kemoterapi, radyoterapi, cerrahi müdahale), tedavi sürelerini, hastanın yaşam kalitesi ve yaşam süresi beklentisini doğal olarak etkilemektedir. Ancak ileri evrede (metastatik) yakalandığında ise durum daha farklı olmaktadır. Eğer bir hastaya kolon kanseri teşhisi 1. evrede koyulursa hastanın 90 sağ kalım şansı bulunuyor. Ancak aynı hasta 4. aşamaya kadar teşhis edilmediğinde ise 5 yıllık sağ kalım oranı 11’e düşüyor. Bu nedenle tanı anında hangi evrede olunduğu gerçekten önemlidir.
2019 yılından bu yana tüm dünyada ve ülkemizde görülen COVİD 19 pandemisi kanser taramalarına engel olmamalı. Bireylerin bulundukları yaş ve risk içeriğine göre yapılması tavsiye edilen kanser taramalarının da aksatılmaması gerekmektedir. Tele-sağlık bir miktar işe yarar gibi gözükse de özellikle kanser taramalarında erken teşhis için kullanılan mamografi, kolonoskopiler, laboratuvar testleri ve fizik muayenelerin tamamlanması gerekmektedir. Bu nedenle hastaların sağlık hizmeti alabilmesi için hastanelere başvurmalarını öneriyoruz. Hastane ve diğer sağlık merkezleri de tetkiklerin yapıldığı fiziki alanın güvenli kullanımı için Covid-19 prosedürlerine uygun olarak düzenlemesi önemlidir
Pandemi döneminde tarama oranı 50 azaldı.
ABD yapılan bir çalışma, Ocak-Şubat 2020 tarihleri arasındaki 7 haftalık pandemi sürecinde hastanelerde kanser tarama tetkikleri ve biyopsi işlemlerinde büyük oranda azalma olduğu gösterdi. 300.000’e yakın hasta ile yürütülen çalışmada 1 Ocak 2018 ile 18 Nisan 2020 tarihleri arasında haftalık olarak giriş yapılan yeni tanı meme, kolorektal (kalın bağırsak), akciğer, pankreas, mide ve özofagus (yemek borusu) kanseri ICD-10 kodları tarandı. Her kanser için ortalama haftalık tanı sayıları belirlendi. Daha sonra bu sayıları pandeminin ilk 7 haftasındaki haftalık ortalama sayısı ile karşılaştırdılar. Çalışmada kayıt altına alınan hastaların 7.2si Covid-19 pandemisi dönemindeydi. Toplam 6 kanserin tümü için haftalık tanı sayısı başlangıç dönemine kıyasla pandemi döneminde 50’ye yakın azaldı. Takip kaydı veya teşhis bakımından en büyük azalma 51,8 ile meme kanseri vakalarında görüldü.
Amerika dışındaki diğer ülkelerde de durum benzerdi. Covid-19 kısıtlaması döneminde kanser şüpheli takiplerde Hollanda’da haftalık sıklığında 40 azalma, İngiltere’de 75 azalma gözlendi.
Ülkemizde de durum benzer seyretti. Kanser taraması oranı 80’e yakın azaldı. Tedaviyi yarıda bırakma oranı iki kat arttı. Semptomatik hastaların hastaneye başvurma oranı 70’e yakın azaldı.
Oysa pandeminin başladığı ilk aylarda tüm dünyadaki tıbbi kuruluşlar rutin taramaların bir süreliğine ertelenmesinde hemfikir olmuşlardı. Mart-Nisan ayında yapılacak ziyaretlerin bir-iki ay ertelenmesinin bir zararı olmayacağı düşünülüyordu. Yani 10 yılda bir yapılması önerilen kolonoskopinin 3-4 ay gecikmesinin veya 2 yılda bir yapılması önerilen mamografinin 4 ay sonraya ertelenmesinin çok önemli olmayacağı varsayılmıştı fakat şikayeti olan hastaların tetkik edilmesi geciktirilmemeliydi. Pandeminin ne zaman biteceği öngörülemiyordu. Buna rağmen semptomatik olan hastaların bile tanısı gecikti. Pandeminin ne zaman biteceği bilinmediği için artık tetkik ve taramaların zamanında yapılması konusunda tıp camiası artık hemfikir.
Kanserli hastalarda COVİD aşılaması
Kullanılan COVİD aşılarından klasik inaktive virüs aşısı (SINOVAC), mRNA (BIONTECH) aşıları gibi canlı virüs aşısı olmadığı için kanser hastalarına güvenle uygulanabilir. Özellikle aktif kemoterapi alan hastalarda etkinliğin düşük olabilir. Bu aşılardan herhangi birinin yapılmasının kanser hastalarında da COVİD enfeksiyonu riskini azaltacağı düşünülerek sağlık bakanlığının onayladığı COVİD aşılarından birinin yaptırılmasını önerilir.
Pandemi döneminde hastaya kemoterapiyi bekletmeden başlamak gerekiyorsa, ya da hasta kemoterapi alıyorsa, kemoterapi başlamadan hemen önce veya kemoterapi kürleri arasında COVİD-19 aşıları yapılabilir. Bu süreçte aşılanması planlanan hastalar için ideal zaman kanser tedavisinin maksimum kan tablosu üzerine olan etkisinin (nötrofil değerlerinin en dip düzeyi) geçtiği en uzak olduğu günlerdir, bunun için kemoterapiden en erken yaklaşık 10 gün veya daha uzun süre beklemek gerekmektedir. Hastaya kemoterapi alırken aşı uygulandığında aşıdan beklenen yararın düşük olacağı ihtimali göz ardı edilmemeli. 10 günden fazla 20 mg/gün ve üzerinde dozda kortizon ve/veya anti-B hücre antikoru (Örn: Rituximab) tedavisi alan hastalarda immün baskılanma ihtimali daha yüksek olduğu için aşı cevabı çok sınırlı olabilir ancak pandemi koşulları dikkate alınarak bu hastalarda da aşılama yine de önerilmektedir. Kök hücre nakli yapılan hastalarda, nakil sonrası hastanın kan tablosunun düzeldiği anda aşı yapılabilir ancak aşıdan beklenen yararın düşük olabileceği akılda tutulmalıdır.
Monoklonal antikor veya tirozin kinaz inhibitörü gibi hedefe yönelik ilaç tedavileri alan hastalara COVİD-19 aşısı yapılabilir, COVİD-19 aşısının sistemik yan etkileri için en riskli dönem aşının yapılmasını takiben ilk 2-3 gün olduğu için İmmünoterapi tedavilerinin bu günlerde yapılmaması uygun olacağı kanısı mevcuttur.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın